ihtiyar heyeti ve yolculuk


Gelir misin dedi/Ne bu tripler baba dedim/Sustu. İki ay önce geçmişti bu diyolog babamla aramda.Bu doğduğu topraklara gideceğinin haberiydi. Sömestr tatilinde Makedonya yolcusuyduk yani.İki ay geçmişti ve gitme vakti gelmişti artık. İlkokuldaki din hocam düzenliyordu turu, otobüs topkapıdan kalkacaktı. Topkapı ya vardığımda beynimden vurulmuşa döndüm.Ben babamın yanında nasıl sigara içeceğimi düşünürken yaş ortalaması 60 olan bir ihtiyarlar heyeti vardi karşımda, al başına belayı. Turdaki iki üç tane benle yaşıt kız vardı ama hasbiyle geliştirdiğimiz sistemde yanınada annesi olan kızın bize bir yararı yoktu. Hepsini sindirdim atladım otobüse.Pasaport al-ver derken yol boyunca uykusuz kaldım.Edebiyatçıdır anlar beni diyerek babamı ilahi komedyadan bir bölüm okuduğumda herşey için çok geçti servet-i fünun un bütün inceliklerini anlatmayı bitirmişti ki Atatürk ün evine gelmiştik. Selanik yollarında uyudum biraz uyandığımda burası neresi dediğimde sultan çiftliği-habibler kavşağı dedi babam ciddiye aldım onu çünkü hiçbir fark yoktu ikisinin arasında.Ordan da Makedonya ya geçtik ama her hudutta ruhuma bir pranga daha geçiyordu ihtiyarlar boğazımı sıkıyordu.



Yattık kalktık 2 gün geçirdik sırada başkent Üsküp vardı çok sevinmiştim bu duruma çünkü tanıdığım gençlerle görüşüecektim. Arkadaşım ensar gelip çıkardı beni o lanetli otobüsten makedonya hakkında bilgilerle benim donattıktan sonra babamın köyüne doğru yola çıktık. Yaşlı bi amca karşıladı bizi aman allahım yine ihtiyar çıkmıştı karşımıza.Evlerine gittiğimizde nine de geldiği zaman kadroyu tamamlamıştık. Nine yaşımın geçtiği artık evlenmem gerektiği yönünde telkinlerde bulundu sonra torununu çağırdı (torunu dünya güzeliydi) gelin sizi nişanlayalım dedi neler oluyodu bu akşam olmaz başım ağrıyo diyip uyumak istediğimi söyledim uyudum. Babam ise ağlayıp zırlıyıp kendince sosyal çıkarımlarda bulunuyodu, bunalmıştım
Sabah olduğunda farkındaydım ki 30 km uzaklıkta soluk alabileceğim bi yer vardı: Manastır.Okuldaki renkli görünüşü ve renkli görüşüyle takdirimi kazanan sevgi ablanın yaşadığı şehirdi burası. Yanlarında vardığımda oksijeni tekrar keşfettim. Gittiğimiz ilk yer sakin bi pub oldu. Sıcak rakıyı keşfettim.Hayyam yaşasaydı tasını mutlaka bununla doldururdu. Artık rahatlamıştım saçlarım ve sakallarımdaki beyazlıklar yok olmuştu genç olduğumun farkına varmıştım. En güzel şeyler hep kısa sürenlerdir 4 saat kadar kalabildim orda ve bu alengirli turun son noktasıydı bu.


Yol boyunca beni yalnız bırakmayan freddy mercury , jose feliciano ve dante aligheri ye şükranlarımı sunuyorum..


Yaptığım bu geziyi bi kaç arkadaşıma anlattım kendilerince yorum yaptılar alın size yorumları:
karl marx: orta sınıf eğlencesi( hacı ucuzmuş baya)
haydar dümen:menopoza girmiş kadınlar ile iktidarsız erkeklerin buhranı
can yücel: seke seke geldim ... ... gidiyorum

4 yorum:

  1. açmayın, dedeler. benim değil beynimi olcak, donatma kısmı, uğraştırma beni, düzelt köle.

    YanıtlaSil
  2. köle deme çocuğa makedonmuş, bundan sonra da kısaca yunan diyecez, kes sesini can.

    YanıtlaSil
  3. bulgarlar her zaman üstün ırk.

    YanıtlaSil
  4. hırpala beni bebeğim.

    YanıtlaSil

buraya bakarlar