daha sonra günlük ritüellerimize devam ettik, gödekleri reçele banıp yedik, dızmanaların loruna lor ekledik, gelinkadiyi unutmuştuk. zeki hayvanlar olduklarından bahsetmedim, onlar zeki hayvanlar da, godzilladan da fenalar. gece millet üçüncü, anneannem üç milyonuncu falan rüyasını görürken ben ciyaklamalar duydum, rüya sandım. bahçedeki tuvalete gittim, hacetimi giderip yatağıma döndüm. sabah ilk kalkan bendim, pencerenin çukuruna çöküverdim yine, pırasa saçlı bebeğimin yatağına. onu da uyandırdım, altını temizleyip sütünü içirdim. bahçedeki dut ağacına bakayım dedim ama dut ağacını göremedimi yerinde hareket eden karartılar vardı. anneme bağırdım, "oha sosellere bak!" diye bi feryat kopardı, "pezevengin dölleri." o zamanlar mızrak sandığım fakat sonradan bahçe-tarla işlerinde kullanılan bir alet olduğunu öğrendiğim orağı kapmasıyla bahçeye fırlaması bir olmuştu, ilk başta kapı önündeki karyolanın yastıklarının arkasına saklanan farelere sapladı ölümcül silahını, sonra süpürgeyle düşürdüğü dut sığınmacılarına. bense ancak bebeğimin yatağından izleyebildim onu, kapıyı ise içeriden kilitlemiştim. kara canavarlar birleşip kuvvet olursa ancak annemi alabilsindiler. muzaffer komutan, cesur savaşçı, elleri kanlı katil içeriye döndü. "uff, ne yoruldum be, kızım şunları süpürgeyle atıversene çöpe." dedi, ben ağlamaya başladım. savaş alanını temizleme görevim abime kalmıştı.
akşam inekleri sağan anneanneme bakmak için dama girdim, mültecilerin göç ettiği yer belli olmuştu. onları buraya yollayan despot lider ya da dış güç ise sanırım gelinkadiydi. düğünü basmış, eğlence kanlı bitmişti.
edit: gelinbaş değil gelinkadiymiş gelinciklerin ismi, bir tuhaflık sezmiştim zati.
gelinkadın olmalı. hiç sürükleyici olmamış yazınız.
YanıtlaSilkonuşma dilinde de gelinkadi işte.
YanıtlaSilaaa başka anonimler de varmış :(
YanıtlaSilözelliğim kayboldu :S
uludağsözlük anonimi :)
YanıtlaSil