adiooo adiooo keridaaa


 üç kavrulmuş lokumu altı petibör arasına kıstırma yapıp yemeden yatamazdı, bu yaptığına da yat geber değil lokum gibi olmak derdi, gördüğü tatlı rüyalar ise çifte kavrulmuşlardanmış. o gece yalnızca bir lokumu kalmıştı, tüm kuruyemişçilerin kapandığı saatte farketti bunu, kesme şekerle bisküvi güzel olmuyomuş, kendi adına en yararlı buluşunu da her şeyin değişeceği gün aydınlanmadan yüzyirmi dakika önce yapmıştı, uyudu. 


çığlıkları, dairesini kağıttan yapılmış duvarla ayrılan yan dairede oturan ahmet'i dahi uyandırmıştı, bu sefer rüyasında kavruluyordu; mutfaktaki piknik tüpü devrilmiş ve halıyı yakmıştı, halıyı ucuzculardan aldığından çabuk tutuştu halısı, dört dakika yirmiüç saniyede tüm evi tutuştu, bu sefer kavrulan kendisiydi. bedenini komidinin üzerinde ağzı peçeteyle örtülmüş viski bardağında duran suyla söndürdü, sabah ezanı okunurken tekrar uykuya daldı.


duman kokusuna uyandı, ilk başta rüyasının duyularını etkilediğini düşündü fakat gördüklerini etkileyemeceğini anladığında hemen pencereye koştu, toki konutlarında oturuyodu, c blok dördüncü katın camından alevler çıktığını gördü. sabah ilk yaptığı iki çay kaşığı nescafe ile yaptığı sade kahvesini içmek olmalıydı, hemen kettleın düğmesine bastı, su kaynayana kadar gömleğini üzerine geçirdi, zati pantolonla yatmıştı, kahvesini hazırladı, boğazı yandı ama dört yudumda bitirdi bi kupa kahveyi. merdivenlerden ineyim, spor olur diye düşündü, kendisini kapının önüne attığında soluk soluğaydı, bir sigara yaktı ve dairenin yanmasını izledi, evde içerse perdeler kokuyodu, bu ufak dairelerin balkonu yoktu.

3 yorum:

buraya bakarlar