i belive in all - arkadaşım eşek

sis hiç kalkmadı, yeşil ne kadar canlı varsa üzeri beyaz ve onları kaplayan tabaka gittikçe kalınlaşıyor. en az koca karı memesi kadar soğuk hava. öğleden beri buralara peydah olan kuş sürüsü hiç durmadan ötüyor, felaket tellalı gibiler. bize sadece kutsal sözler ezberleyip meşaleleri kaptığımız gibi cadı avına çıkmak kalıyor. ormanımız zati hazır.

geçmiş yıllarda yine böyle bir hava vardı, o zaman ormana dolaşmaya çıkmıştım. en fazla iki haftalık  köpek yavrusu buldum, cins bir şeye benzemiyordu, cebime atıp odama getirdim, soğuktan nasıl donmamıştı anlamadım. kendine gelmesi epey zaman aldı. bunu takip eden günlerde onu beslemeye devam ettim, bir yaşına girdiğinde ikinci başı çıktı, üç yaşındaysa üçüncü. kimseye göstermedim , en yakın arkadaşlarımdan bile kıskandım. bir gün evde oturuyoruz, o mutfakta işleniyor, telefonuna mesaj geldi. hiç huyum değildir ama onu okudum, işkillenmiştim. bir de ne göreyim, "saat ikide kadıköy iskelesinde buluşalım." yazıyor. hemen cevap yazdım, "beşiktaş'taki kadıköy iskelesi mi kadıköyde'ki mi?" diye, o anda beyninden vurulmuşa döndü. meğer piyanist şantör olmak için mezarlıkta klip çekmeye gerek yokmuş.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

buraya bakarlar