salaş balıkçı da neymiş? ben salaş bir teknede, tekne de değil, kayıkta tekir yerken buldum kendimi. mısır ununu bulamadı Kaymak Hüseyin, ampül "branjıyla" ilgili olan adam yamuk yapmış ona, maşa konusunda da gemideki reisin bi kaypaklığı söz konusuymuş, balıklar tavadan gazetenin üstünde çay kaşığıyla düşüyodu. Neverland'ta bıçak da olmaz, domates Kaymak'ın elinde son nefesini verdi, tek domates ama büyük Çanakkale domatesi, nerden baksan yarım kilo. sanırım yedi veya sekizinci biradaydı, bizi misafir diye yutturdu çocuklar, gece vakti iyi papara çıkardık. balıklar tabi ki kötüydü ama adamın kafası şahaneydi. bir çok branjdan adrenalinli öyküler anlattı bize. 400 basan motorlardan, teknedeki alemine kıyıdan alkış tutan gitarcılara kadar. bir de tek karides vurmuş ağlarına, jumbolardan, onu da pay etti, o güzeldi bak.
yakın zamanda Kaymak'tan dev midye tavalar yemek dileğiyle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
buraya bakarlar