mustafa amca

emekli olduktan sonra daha önce evlenmemiş biriyle evlenen mustafa amca'ya altınını takmak bana kalmıştı. bizimkilerin bu altın işini aceleye getirmelerinin sebebi 55 yaşında gerdeğe gircek adamı acilinden kutlamak gerektiğini düşünmeleriydi, onların gelmemelerinin sebebi ise çalışmalarıydı.
mustafa amca yıllarca yaşlı annesine baktı, zehra teyze ölünce evleri tamirledi, hatta yeni oturma takımları bile aldı. pazarcılık yapıyodu, dışardan ödeyip emekli oldu. sakince bi adamdı bildiğim kadarıyla, kardeşine göre daha hatırşinastı.
düğün köydeydi, gelin de zati yan köyden biriymiş. o günün öğleni ilçeye gittim, altını alıp bi barda biraz takılcaktım. gerginlik atmak için sevdiğim bir yöntem alkol almak, gerginliğim ise köydeki akrabalarımızı sevmememden ve aslında hiç birini tanımıyo olmamdan kaynaklanıyor. özlem'in oğlu sadık olarak epey bi süzülüceğimi çoktan biliyodum, bekçi ahmet'in büyük torunu değil miydim ben? 
kuyumcuda özgür'le karşılaştım, bi kaç aydır görmüyodum, geçici süreliğine girdiğim iş bile epey soyutlamıştı beni çevremden, onu da çağırdım, tek tabancalık güzel ama bazen sıkıldığım oluyor işte, yalnız olmak istemiyodum işin aslı. 
dertlenmiş bayağı, konuşturtmadı beni, birisi çok konuşunca hepsini dinlemiyorum tabi. bi ara duyguların hissetmek için olduğundan, konuşmak için olmadığından bahsetti, sonra halime teyze ile olan sorunlarına geçince  ben yine tuzlu fıstığa yöneldim. özgür tuvalete gitti, gelmek bilmedi. saat 5'te köy otobüsü olduğunu biliyodu, en azından çeyrek kala kalkmamız gerektiğini de, üstünde hesap ödemelik para olmadığını anladım, ona kızıp borcumuzu ödedim. tuvaletten aldım, yürü lan geç kalıyom diye bağırdım. kızmamın sebebi yavşaklık yapıp da sinsi gibi iş çevirmesiydi.
düğün yerinde rakılı sofralar kurulmuştu, içmeyenler de düşünülmüş ve aralarda votka falan da vardı. ben bi bira aldım kasadan, klasik soruları cevaplamaya koyuldum. ee artık sıra size geldiler falan havalarda uçuştu. altını takamadım, gelinle damatın arabası kaza yapmış, düğünü iptal ettiler. biz ziyan olmasın diye bütün gece nevaleleri bitirmeye çalıştık, sonra altını taksiciye verip eve döndüm. mustafa amca da davullu evlenmek uğursuzluk getiriyo deyip nikah salonunda bitirdi işini zati sonradan. bence o yaşta düğün için bu kadar ısrarcı gözükmeye götü yememişti o başka.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

buraya bakarlar