nihat kaptan


"denizlere gark olasın nihat, yılanlar gibi sürünesin, çocuklarının büyüdüğünü göremeyesin." diye ilenmesi için yaşlı kadının, nihat abinin çok büyük bi kabahat işlemesine gerek yoktu. fazlaca neşeli mizacı olan bu abi az kötü karpuz alsa, yakaladıklarını ucuzdan verse, konu komşuya bedava balık dağıtsa bile bu lafları işitirdi, napsın adam oynayıveriyodu. nasılsa kocası ölse dul olurdu, annesi babası ölse öksüz ya da yetim, çocuğunu kaybedenin ismi değişmiyor. çirkin, çok çirkin olduğundan sanırım tüm dünyaya karşı nefret doluydu, diğer çirkinler gibi.


ayandon fırtınası öncesi denize çıkmışlardı, pek balık alamadılar, limanda çöpleri ayıklarken kasabanın yabancısı bi kadın bazı balıkları kedilere attıklarını görüp kocasına "onları bize verseler ya ne atıyolar?" dedi, sonra da ağ temizleyenlerin en genci olan ekrem'e;
"onları niye denize atıyosunuz?"
"efendim abla?"
"şu balıkları, denize niye atıyonuz, yenmiyolar mı?
nihat abi karıştı araya, kafası biraz bozuktu, "valla abla şimdilik yenmiyo ama balık daha da azalırsa bu yamyam insanlar bi kaç seneye bunları da yer.", kadın biraz bozuldu, uzaklaştılar.


nihat abi gemicilerine döndü, "çocuklar" dedi, "bana da para lazım size de, bugün işler kesat, mazot parası anca çıktı, bi de sigara parası belki. yarın da çıkalım derim."
işlerine pek gelmedi, ayandonun kopması yakındı ve o zaman denizde ölenin hükmü intiharla birdi ama nihat abilerini de kırmazlardı, bir sonraki akşam limanda buluşmak üzere anlaştılar, evlerine gittiler.

çapa alırlarken balıkçılar kahvesinden laf attılar, "nihat, çocukların da kendinin de başını yicen, yapma" diye, koca adam korkar mı? "bana bir şey olmaz evelallah" diye bağırdı, bi de kendi etrafında dönüp oynayıverdi güvertede.

fazla güvenin sonu pek iyi olmaz, ağ atarlarken yandan kuvvetli bir dalga yediler, sonra da kaptanın tecrübesi de kar etmedi gemicilerin okuduğu dualar da. toparlayamadılar tekneyi, hepsi denize düştü, tekne alabora oldu. iki çocuk bi kaç dakikada boğuldu, nihat abi direndi, taa kalelerin dibindeki koylara kadar yüzdü, kumsaldaki kumları avuçladı. gövdesini kıyıya atmıştı ama bacaklarını sudan çıkarmaya gücü yetmemişti. bulduklarında bacakları buzdu, gövdesi hala sıcak. çocuklardan biri kıyıya vurdu, diğeri dört ay sonra başka bir balıkçının ağlarına.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

buraya bakarlar