Çevremde “sen de gadaş ben de gadaş gel gidelim yavaş yavaş.” diye şarkı dinleyen bi azeri var, tabi birçok da yaralı ve duygusal anadolu yiğidi. Hal böyle olunca o şarkı da, sözleri sadece o sözlerden oluşuyor, bluetoothlardan yayılmış, patlak hoparlörden çevre kirliliği yapmak için can atıyo. Virüs olsa ancak bu kadar çabuk yayılır, hoş virüsten de farkı yok ya, dinleyende ufka dalmalar, etrafa manalı bakışlar atmalar gibi tuhaflıklar gösteren bi hastalığa sebep oluyo. Gören üç çocuğunu depremde kaybetmiş, kırkbeş yaşında adam sanır bunları, daha az önce itişip kakışıyodu pezevenkler.
Aklıma takılan konu hala kabilecilik anlayışının olması. Hani sanayi devriminden sonra çekirdek aileye geçilmişti? Sırf amelelik yapsın, diğer aile ataklarına karşı resistans sağlasın diye fırt fırt çocuk doğuran aileler artık yoktu? Var işte, tek ortak noktası gadaş olmak (gadaş belki kardeştir dedim, değilmiş, genç demekmiş), hem madem genç bu yavşaklar niye yavaş yavaş gitmek istiyorlar, yaşlanınca ne bok yicekler? Ha işte tek ortak noktası genç olmakmış bunların; nerden baksan iki milyar yüzotuzdört milyon yediyüzyirmiiki genç vardır şu yaşlı gezegenimizde, hepsi bi gadaş bulup yavaş yavaş gitse çökmeyen kapitalist düzen, bozulmayan komunist sistem kalmaz şerefsizim, ne saçma şarkıymış lan, şimdi iyice anladım.
Benim bu yayık ağzım iki lafı doğrultamıyo, haliyle kalemime de aksediyo bu özelliğim.
Niya aynılar toplansın ki? Kate Winslet “the reader”da onbeşlik delikanlıyla mutlu değil miydi? Farklılıklardan ne kadar korkuyoruz. Ortalıkta bi zenci var mesela, diğer onaltı milletten insan alttan alta dışlıyo onu, tamam çocuk da biraz cins ama, kara olanlar hala öteki aklımızda, en fazla hafif gayliğe meyilli olanların pipisini kesip hareme ağa yapmışız onları. Dünya barışı, misafirperver ulu millet falan tamamen hikaye, sokakta görsem kapıyı pencereyi kapatırım anasını satayım.
Özet geçecek olursam “ben de insanım, sen de insansın gel evime kahve içelim” diyenlere kanmayın.
Kate Winslet, the reader'da, yahudileri anlatan bir filmde oynadığı için, 5 kez aday olup alamadığı oscar'ı alacağını bildiği için mutluydu. Çok güzel hatun ama cidden asdlkjlkj
YanıtlaSilYaşlandı o :-/
YanıtlaSilYaşlandı falan ama mihrap yerinde :)
YanıtlaSilOnlar nasıl sözler? Utanıyorum :)
YanıtlaSil:) yerim senin utanmanı ya :)
YanıtlaSilBak sırf bu yazıdan bile “ben de insanım, sen de insansın gel evime kahve içelim” diyenlere kanılmıycagı cıkar ortaya. Sen okadar anlat anlat, adamların aklına sadece reader'da kate'in memeleri gelsin,olcak iş mi.olan iş işte.
Ama yine de benden sana bi tavsiye:
“ben de insanım, sen de insansın gel evime kahve içelim”
tamam da niye olmasın, üstler astlarla niye olmasın? niye olmuyo ya ama olmuyo ya.
YanıtlaSil@mel içeriz ama beni kesmiceenin garantisini vermen gerek.
YanıtlaSil@isorak dertli seni.