isorakla deniz kenarına indik böle hebele hübele konuşuyoduk gene, onu bunu eleştiriyoz falan, işte tüm kapalılara salak gerici diyen kaşarlar, tüm açıklara kaşar diyen salak görgüsüz kapalılar falan (evet ben ciddiye benzer bişiler de konuşabiliyorum), konu öğrencilerin bi evde toplaşmasına geldi, komşuların çoğunun aha olay kopucak diye düşünmesi falan filan, onlar hani bi evde 2 cins olarak sadece o iş için toplanıyomuş gibi, sonra freudu haklı çıkardıkları geldi, daha sonra da böyle düşünenlerin eğer okudularsa lisede felsefe dersinde freud a sapık dedikleri ama ondan farklı düşünmedikleri. işte bu da böyle bi tespitimdir, freud yine yavşaktır o ayrı, cinsellik dışı konulardaki tespitlerini ve psikanalizin temelini oluştumasını müstesna tutarım o ayrı.
karikatür de iyi ha bi tık edin de büyüsün, okuyun.
seni mim'ledim blogumda, bir bakıp sen de mim şeyeder misin? valla freud'la ilgili soru yok :)
YanıtlaSilşimdi ben de buna ek olarak aklımda kalan bir kaç sahneyi paylaşayım istedim, çok mu istedim. İstedim de istemedim mi dedim?
YanıtlaSilTutuculuk diye bir kavram neden var? Herkes başkasının yaşam şekline saygı gösterse tutuculuk diye bir kavrama gerek kalır mı? Peki tutucu kavramını ağzına sakız yapmış bazı kesimlerin sürekli bu konu üzerinde aşağılayıcı teoriler üretmesi de tutuculuk değil midir? O zaman tutuculuk nedir? Tutuculuk başkasının yaşam şekline saygı göstermemekten, gösterememekten ibaret olan bir hadise olup sadece dindarlara özgü bir kavram değildir. Burada başkasına zarar vermeden herşeyi yapmak gibi anarşi ve kaos doğuran bir özgürlük ve saygı göstermek kavramından bahsetmiyorum. Toplumsal kurallar(teamül değil yanlış anlaşılmasın çünkü o zaman yine başa döneriz, yasalardan bahsediyorum) çerçevesinde başkalarının yaşam tarzına saygı göstermek, bu kadar basit. Ve toplumsal ahlak ve toplumsal etik kavramlarının genel hazmediliş şeklinin gözden geçirilmesinden yana olan birisiyim. Google translate e dava açan ve mensup olduğu tüzel kişiliğin adına leke sürdüren insanlar çok mu ilerici? Yani meseleye sadece bir taraftan bakmıyorum hata olmasın. Kepazenin yazıda bahsettiği Freud karşıtı ama Freud gibi düşündüklerinin idrakinde olmayan ahlak bekçileri de aynı kefede kimse kusura bakmasın. Evet herkes kabul etsin ki Türkiye işte bu yüzden yaşaması çok zor biyer.
Şimdik madem ki lafı açıldı, şunu belirtmeliyim ki; başı kapalı ayrıdır, aklı kapalı ayrıdır. Başı açık ayrıdır, aklı açık ayrıdır.
1.Diyanetin düzenlediği Kur'an kursuna çocuğunu gönderen ve yaz sonunda düzenlenen etkinliklerde, başarılı olan çocukların alkışlandığı sırada hepsi biyere toplanan çarşaflı kadınların hep bir ağızdan "alkışlamayıııın günah" diye bağırmasıyla
"dindar" diye akıllarımızda "gerçek dindarların" yerlerini haksız bir şekilde zaptedenlere karşı tuhaf bir soğukluk hissetmek zorunda kalan başı açık anne.
2.Başı kapalı eşiyle beraber alışveriş merkezine gidip, "başını açmanın inançtan ziyade medeniyetin kriteri olduğunu zanneden" açık ve cahil kadınların olduğu asansöre bindikten sonra asansörün gerilerinden duyulan "aa buralara kadar geldiler baksana" cümlesini çok iyi anlayıp cevap verme gereği duymayan adam.
İşte yukarıdaki iki örnekte başrol oynayan insanlara sesleniyorum. Siz yine sesinizi çıkarmadan oturun çünkü bu insanlar sizin söyleyeceğiniz doğru sözlerden birşey anlamazlar. Ama bilin o ayrı. Hiçbir başarının cezasız kalmadığı bu ülkede sağcısı solcusu hepsi aynı mağduriyete sahiptir ve kimin sesi çıkmışsa kanı akmış ve kimin kanı akmışsa sesi çıkmamıştır. Militarizm cart curt hiç bahsetmeye gerek yok, ama bağırsınlar Türkiye 3. dünya ülkesi değildir diye aldırmayın. Türkiye hala 3. dünya ülkesidir bunu bilin.
o bu diil de yazıdan uzun 4 replik bi yorum.
YanıtlaSilbenim dilim senin kadar güçlü değil yavrum yazdığım yazıya kendinden büyük yorum yazdıramıyorum ki yea :))
YanıtlaSilüüüüüüüüüüüffffffffffffff abi fena yazmışsın. sen değil ahmet abi üzerine alınma. ayakta alkışlıorum ama aynı zamanda yazmakda zor olduğu için oturdum.
YanıtlaSilheee bu arada senin yazıyı unuttum ahmet şahin asjdah