güneş batmasına yakın çıktık yola, tırt işler bende olduğundan çapayı çektim, dümen tuttum. ağ atma vakti gelince, onlar "uygun sular" geldi falan diyodu, ağ atmaya başladık, 8 ağ tekire bıraktık, sonra karidese geçtik, oraya da 4 ağ bıraktık, güneş denizin üstünden batınca ağları topladık. pek balık yoktu, benim şanssızlığım, bol bol deniz anası, kandil, yengeç ve çağanoz vardı. bi ara başka tekneye yaklaşıp kahve yaptırttık, pet bardakta içtik onları bi de is kokuyodu. gece boyu ağ atıp topladık, yıldızlar vardı, ben nöbetçi oldum hep, çünkü kayığın başaltında uyumayı beceremedim. dolunayın denizden doğuşunu gördüm, yanımda müzikçalar ya da telefon yoktu, sigaram daha 3 olmadan bitmişti ki normalde günde 6-7 den fazla içmem. deniz her türlü iştah açıyor. güneş denizin üstünden doğdu. sabah suyuna da ağ attık. sigara dilendim. kahve yaptık ki o cezveyle akşam güvertedeki suları temizlemiştim, içinde denizanası eriyiğinden karides suyunun çamuruna her pislik olan sular, cezvenin içi balık pulu kaplı. limana döndük, balıkları ve karidesleri sattık, karışık balıkları bana verdiler; iki kiloya yakın dil, tekir, kırlangıç, karides, hamsi ve sardalya vardı toplamda. börekçiden yeni çıkmış börek aldım, balıkçı kahvesinden çay söyledik, bir de kalan kumanyaları yedik. acemi yömyesi olarak 15 lira da pay düştü bana, Allah bereket versin.
eve gidince duş aldım ama arınamadım, uyandığımda yattığım yeri bilmiyordum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
buraya bakarlar