Beş dakika sonra metroya binmezsem buluşmaya yetişmem imkansızdı ama aç ayı oynamaz derler. Hemen durağın yanındaki büfeye olabilecek en hızlı şeyi sipariş ettim, kumru. Sosisler sanırım sabahtan beri ızgaranın üstündeydiler, tıpkı kumsalda kendinden geçmiş yaşlılar gibiydiler, tek arzuları kumun altına gömülüp ufak bir şölene yelken açmak olan, sıcaktan bezmiş yaşlılar gibi. Sucuğu, kaşarı falan, benim ekmek bir dakikaya hazır olmuştu, çocuk bu işin ustası olmalıydı. Hemen orada gömdüm, aldığım karışık meyve suyunu da yolda içerek zamandan tasarruf edecektim, ufaklığa bilete lazım olanlar dışında kalan tüm bozukluklarımı bahşiş olarak bıraktım.
Tam turnikelerden geçecekken fi tarihinden kalma arkadaşlarımla buluşmaktan vaz geçtim ve geriye çark ettim. Onlarla çok sıkıntımı paylaşmıştım ve bunun beni güçsüz göstermesinden ve anlattıklarımın aslında basit şeyler olması sebebiyle biraz ahmak olduğumu düşünmelerinden hoşlanmıyordum.
Bir sosisli söyledim ve sanırım sosisli kumrudan daha çabuk hazır oluyor, ah salak kafam.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
buraya bakarlar