söyler bana kuşlar diye şarkı var


hatıralarım ve arkadaşlarım benim her şeyim olacakmış, onlara iyi davranmalıymışım. yok ki hatıra, yenileri eklenmiyo pek, eskiler de silindikçe boka sarıyo. zihnim yorulmuyor evet, tertemiz. hep yabani olucakmışım gibi geliyor, en son ne zaman birine sarıldığımı hatırlamıyorum, yok illa sevgili gibi değil. lawrance idi galiba, seks ve dokunmak ile hem fizyolojik hem psikolojik sağlığın yerinde olmasını birbirine bağlıyordu, newton'un elmasından sonra beni en çok o adamın dedikleri yıprattı.


beni leyla ile mecnun böyle yaptı ha. armuttur, eriktir ve hatta belki üzümdür ihtiyacım olan şeyler. 


her neyse, hayatım böyle işte; görkemli değil ama düzenli.



o gemi bir gün mutlaka gelicek ismail abi.


http://www.youtube.com/watch?v=4OnYVvj3Dbw

vallahi bu sefer elden gitti galiba


29 Ekim geçiti, hipodromda olan iptal edildi, resepsiyon da öyle. aile içinde sade bi törenle kutlanılacak cumhuriyetimizin varlığı. bana göre iptal edilmesinin sebebi van'da olan deprem değil, daha çok tören alanının güvenliğinin sağlanamaması endişesi.  ha depremse gerçekten saçma bi neden olur, sonuçta yürüyüşlerde zil takıp oynanmıyor. aslında oynanıyor, geçen sene seğmenler çıkmıştı, başka senelerde görmedim de.

kaygılı kemalistler ve azılı vatanseverler çok rahatsız oldu geçit olmayacak diye ama ezelden saçma bi kutlama şekliydi sanki bizimkisi. cumhurbaşkanı tören birliğini selamlıyor, asker usulü, önünden hazır kıta geçiliyor tek tek, her sene aynı kalıpta konuşmalar oluyor falan. atlar sıçıyo o alana, sanırım siz farketmiyorsunuz ama çok pis kokuyor orası. yarış atları değil, o eski kıyak arabanın eskortu olan atlar. he asker şeklinde diyodum, demokrasi falan deniyor da tank geçiyor oradan yahu, harbiyeliler falan. bir de kızılay ile senede bir hatırlanan, yeni takımlar giydirilen ve sayısı gitgide azalan gaziler oluyor. nasıl demokrasi o öyle? ilk cumhurreisimizin asker kökenli olmasının etkileri var sanırım kutlama tarzımızda, kimse de bu nedir ya hu dememiş. ama asker milletiz, pardon. 


bu törenlerin hazırlığının en az iki ay önceden başladığından ve tonla insanın mesaisinin gasp edildiğinden bahsetmeye gerek duymuyorum.


bu profesyonel tören yürüyüşçüsü olduğum sekizinci sene, törenlerin vatana ve millete, özellikle birlik beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde herhangi bir katkısı olduğunu görmedim. uçaklar hoş uçuyor, hatta provalarda gökyüzüne dev kalp bilem yaptılar da o ayrı.


ps: sakınlıkla akp yandaşı, oylayanı değilim.

ben

süt içiyordum, bi kaç parça da eti cici bebem kalmıştı. birazdan öleceksin dediler. süt rakı gibi gelmeye başladı sonra çalan orhan gencebay'dı. sarhoş gittim huzura, kabul etmediler, sırat'ı da sarhoşken geçemedim. kimin yazdığı tam belli olmayan şiir yalan söylüyormuş.

bozcaada fotograflar

http://kepazeyim.blogspot.com/2011/06/bozcaada.html bu yazıda bozcaada'da yaptıklarımdan ve filmleri tabettirdiğimde yayınlayacağımdan bahsetmiştim, işte fotograflardan bir kaç tanesini size gösteriyorum. makinam lubitel 2.


bu dönerken


tospaa



 alttaki ve üstteki cafe at lisa'stan.




bu da akşamları kaçtığımız yerden ne zaman çektiğimi hatırlamadığım bir fotograf.