kapitalizme darbe

tinercilerin yedikten sonra buna bi tiner çekilir diceği seviyede hoş şeyler yemiştim, kahve istiyodu canım,
okuldaki kantinler kapanmıştı, tek çarem melun yahudi markası nescafenin makinasıydı (öyle dediğime bakmayın,
nescafeden başka kahve içmem kolay kolay). makinaya nazlı yara yaklaşır gibi yaklaştım, yüzgörümlük olarak 1 lirayı
yuvarladım, çıkırtt etmesi gereken yerde kuru bi tıkla karşılık verdi bana, son bozuk paramı yutmuştu yavşak,
o andan sonra bi sevgiliden çok red kitteki, das kapitalın mangasındaki kapitalizmi sembolize eden şişko adam gibi
gelmeye başlamıştı bana. (şişko adamı bulamadım, yukardaki de pek çıkarcı ama)

birden karanfildeki komunistler gibi hissettim, kapitalizmden öcümü almalıydım ama nasıl? hem bu bana ilk yamuğu da değildi,
daha önce de muayyen günümdeyim, su bitti gibi mazeretlerle karşıma çıkmıştı, ilişkimizi gözden geçirmeliydim,
derin düşüncelere daldım, çok sinirlenmiştim, bi yumruk savurdum onca anıyı paylaştığım yara, o al yanaklı dilbere ama ilk
başta işkillenmeliydim, yanındaki pis pis sırıtan şemsiyeli adamdan, dıt dıt yaptı ve elleriyle kafasını korudu, bi daha
vurdum, mike tyson karşımda olsa devrilirdi, sanırım öldürdüm onu, kapandı, sabah gördüm, ambulans çok gecikmişti, içini
açtılar, otopsi herhalde, şimdi boku yedim dedim, kırmızı elbiseli adam bi kaç yeri sıktı ingiliz anahtarıyla ve gözlerini dünyaya açtı tekrar.
sevinsem mi üzülsem mi bilemedim, 1 lira daha yuvarladım...

bunu kaçınız biliyodunuz?

haber sunucu, anchorwoman falan defne samyelinin şarkısı varmış,
burdan dinleyebilirsiniz:
http://alkislarlayasiyorum.com/icerik/24127/defne-samyeli---hadi-beni-sev

burdan da izleyebilirsiniz:

http://www.izlesene.com/video/unluler-defne-samyelinin-sok-klip-goruntuleri/1455318

çok komik yHa falansss yaaaa. asdfgdfhazg

İnternet’e Bağlansalar Ne Yaparlardı?

alıntı bi yazı bu aslı burda; http://www.afilifilintalar.com/internete-baglansalar-ne-yaparlardi yeni yazı da eklicem de not defterinde duruyo hep yazdıklarım, biliyorum beni sabırsızlıkla bekleyen milyonlarca takipçim var asdfnng.
Dostoyevski
Facebook’ta beğendiği kızların resimlerinin altına uzun yorumlar girerdi. Tartışma gruplarına kimsenin sonuna kadar okumadığı coşkulu ve bazen sinirli mesajlar gönderirdi. Enerjisini hala boşaltamazsa “mirc”te sabahlardı.
Nietzsche
Muhtemelen porno sitelerinin bağımlısı olurdu. Ama her gece işi bittikten sonra bir daha girmeyeceğine söz verip bütün dosyaları ve tarayıcı cache’lerini silerdi. Yine de dikkatsizlik edip müzmin bekar evini ziyaret eden dostlarının hüzünlü bir merhametle farkına varacağı sanal ve somut izler bırakmış olurdu.
Oğuz Atay
8-10 ayrı blog oluşturup her birine farklı kimliklerle 10 yazar gücünde içerik girerdi. Okunmadığını sezdiğinde muhtemelen kendi yazılarına yorumlar yapar, forumlarda ve gruplarda bunlara link verirdi.
Tolstoy
Youtube ya da Vimeo’da kendi filmlerini paylaşmaya çalışırdı. Dosya boyutuyla ilgili limitlere takılacağı için sinirden saçını başını yolardı.
Goethe
Dünya’nın en çok okunan blog yazarlarından biri olmanın tadını çıkarırdı. Yeni yazılarını büyük bir törensellikle, okurlarına tenezzül edermiş gibi sunar, gelen övücü yorumlara böbürlenerek göz atardı.
Franz Schubert
Goethe’nin blog’una muhtemelen onun yazdıklarından çok daha ilgi çekici ama kalabalıkta kaybol an yorumlar girerdi. Müzik dinlerken başka bir şeyle uğraşmayacağı için Grooveshark ya da Last.fm ile yetinirdi.
William Faulkner
SecondLife’da kendi kasabasını kurar ve kimseyi içeri almazdı.
Cemil Meriç
Project Gutenberg’de yer alan tüm kitapları indirdikten sonra hepsini okuyana kadar bir daha İnternet’e girmezdi.
Flaubert
Harici diskler ve CD’lerden oluşan dev bir film ve müzik arşivine sahip olurdu. Bütün dosya paylaşım alemini dolaşır, bilgisayarını her gece yeni “download”lar için açık bırakırdı.
Ahmet Hamdi Tanpınar
Yazılarını dergiye göndermek için arasıra İnternet’e girer, unuttuğu e-posta şifresini sık sık Mehmet Kaplan’a sorardı.
Özdemir Asaf
Türkiye’de Twitter’ı ilk kullanan insan olurdu.
Mevlana
En çok ziyaret edilen içerik sitelerinin birinin yöneticisi ya da sahibi olurdu. Belki Wikipedia gibi bir projeye öncülük ederdi. Katkıda bulunmak isteyen herkesle sabırla yazışırdı.
II. Abdülhamit
Youtube’u yasaklar ama jöntürklerin yüklediği video’ları izleyebilmek için kendi bilgisayarının DNS’leriyle oynardı. Ayrıca Facebook’ta “Profiline kim bakmış?” türü uygulamaların hayranı olurdu.
Tevfik Fikret
Başarısız bir e-dergi girişiminden sonra bir içerik portalinde web editörü olarak işe girerdi. İnsanların birbirine forward ettiği çarpıcı veya duygusal e-posta mesajlarının anonim yazarı olurdu.
Heidegger
UNIX tabanlı, komut ekranında çalışan ve sadece metin destekleyen bir tarayıcı kullanırdı. Dolayısıyla “mouse” denen merete hiç ihtiyacı kalmazdı. Modası geçmiş e-posta grupları dışında görünmezdi.
Kierkegaard
ICQ’dan yaş aralığı seçerek bulduğu kadınlara mesajlar atar, yanıt verenlere kendisini olmadığı biri gibi tanıtarak tepkilerini ölçerdi. Bu yöntemle etkili bir çapkınlık teorisi geliştirmesi de cabası…
Shakespeare
Windows Live, ICQ gibi anlık mesaj gönderme programlarını etkileyen bir virüs yazardı.
Cervantes
“Phishing” mesajlarıyla şifrelerini aldığı insanlardan büyük meblağlarda para çarptıktan sonra bir Akdeniz kasabasında yakayı eleverirdi. Kapatıldığı hapishanede başarısız bir bilgisayar programcısı olarak başladığı kariyerinin öyküsünü kullanarak bir “bestseller” yaratır ve geçmişte çarptıklarından daha çoğunu kazanmayı başarırdı.

Komunist İmam

Bu kitapta islamcı sosyalist bi umur var, ağalarla uğraşıyo, milleti ayık yapem diyo.
Yazar hasan kıyafet bölüm kavramından uzakmış, bi paragraf başı yapıp yıllar sonrasına falan gidiyo. Kitap güzel yine de, okunabilir.

bu bir internet cafer yazısıdır

geçen sene de vardı böyle bi yazım, askerler falan var etrafta, keliz hepimiz.
ben ankaraya geldim ya zati, soğuk be bura, öğlenleri de ısınıyo, 1 haftada bi bok yapmadım iyi koştum ama (o sahayı 8 kere dönüyom, boru muuuu?). yeni hocaları falan gördüm, ceza hukuku mu ne ondan çakarsam sorumlusu ben değilim.
her geçen gün insanlar küçükleşiyo olabilir, 1. sınıflar bildiiniz velet. bi de içlerinde ortaokuldan sınıf arkadaşım çıktı, daha konuşmadım ama o zaman da konuşmazdık zati.





uyku düzenini benimn kadar hızlı değiştirip buna adapte olabilen var mıdır bilmem, 1 gün önce uyuduum saatte uyanmam falan gerekiyodu ve bunu başardım asddgbxz



ben insan profilleri şeysi yazıcam hatta yazıyom ama okulda kaldı kağıtlar, bilmiyorum ki buraya koysam mı?, koysam ilgi görür mü?

kardeşimin mp3 çalar şeysi sonystage programı olmadan müzik atmıyo, cd evde kaldı (almak aklıma bile gelmedi, o kadar çok kaldı yani), kurbana kadar aynı şeyleri dinlicem galiba.

internet kafeler zihin kapatıyo, hafta içinde yazcak negzel şeyler bulmuştum ben, galiba bilgisayarımı yanıma almalıydım.

a ha da bunları dinliyom, kayıtlı olmayıp da dinlediğim tek şey sakin.

http://kepazeyim.fizy.com/p/sakin

bi de çavdar tarlasında çocukları tekrar okudum, dün de dostta 60 yıl sonra diye bi kitap gördüm, bizim holden 76 yaşında, yazarı salinger değil diye 19 liraya kıyamadım, okuyan varsa değer mi bi söylesin.