cuma günü dışarı çıkçaam vakti iple çekiyodum, 1 haftanın verdiği sıkılmışlık vardı. tören faslı bitince çıktık dışarı, catherine zeta jonesun filmi çıkmış the ribaund, isorak güzel olduğunu duymuş, 2 bilet aldık. 1 saat vardı seansın başlamasına, sinemaya yakın olan orta dünya ya gittik, hem karabüyü içeriz diye. pek bi tuaf hislerle ayrıldık ordan sanki istenmeyen kişilerdik, sadece saçımız kısa, sakalımız yok diye olsa gerek, "ben de sözlük yazarıyım lan" diye bağırcaktım az kaldı çünkü biliyorum ki orası entellektüel! marjinal! sözlükçüllerin uğrak yeri. alıştık biz asker sanılmaya zaten. (aslında bu dışlanma şeysini çok uzun anlatıcaktım fakat gerek olmadığını düşündüm şimdi) sinema salonuna girdik, tahmin ettiğimiz gibi çiftlerden oluşan bi grup vardı, sadece çiftlerden. biz oturduk 2 sap, her zamanki gibi, bi de aşk filmiydi ya bu pek tuaf baktılar bize, dışlanma 2. neyseki bizden sonra 3 tane 2 li kız grubu girdi içeri, demekki tek sevgilisi olmayanlar biz diildik ( hi hi) ( bu arada yanıma oturan hanımefendi buralardaysanız bana ulaşabilirmisiniz, msn pls.) -spoiler içeri sanki buralar- film yine ketrinenin oynadığı aşk tarifi ile bizim ıssız adamın karması bişeydi, hatta son sahnede, restoranda karşılaştıklarında, seni hiç unutmadım falan gibisinden şeyler söylücekler diye düşündüm iç sesleriyle öyle olmadı fakat; yediler, içtiler, güldüler. film iyiydi, gidebilirsiniz böle güldürüyo falan da arada, hem istanbulda da çekilen kısımlar var be çok seviceksiniz :)
http://i44.tinypic.com/bhymh5.jpg -spoiler bitti- film bitince acıkmış olduğumuzu farkettik, dışarda okumuşlar bilir bi yerden sonra herşeyden ıyk gelir, uzun süre düşündük sonunda demetevlere en bi güzel lahmaçları yemeye gittik, zamanımızın az olmasına rağmen, yedik biz afiyetle. metroya bindiğimizde 21.20 idi saat, son servisimiz 21.30da, yetişemicez gibi geldi, fazla ego falan aldık gölbaşına otobüsle gideriz diye. 21.35 te kızılaydaydık, ykmnin yanındaki mc ten dondurmalarımızı aldık, koşa koşa anıttepeye gittik, servis vardı fakat dolduğundan dolayı kalkıyodu, 7 kişi kalmıştı bizle birlikte, yeni otobüs geldi, yayıla yayıla gittik okula, hatta yolda hararet yaptı otobüs, başka bi otobüs gelip aldı bizi. okulda yoklanmak üzere sınıfa gittim, yoklamada uykusuzu okudum, fırat yok bu hafta bu hiç iyi bişi diil. sora da yatakhaneye gelip bu şeyleri yazdım, buraya geçirmekten vazgeçtiklerimle birlikte, kim bu yazıyı sonuna kadar okur bilmiyorum fakat yazdım işte, yazmak da saçma geliyo aslında, benim bi günümü okutmak istemem falan, her neyse işte öyle her askere benzeyeni dışlamayın, hatta askerleri bile dışlamayın; onlarında iyileri var.